at that

  1. olduğu gibi, haliyle, hattâ, … bile.
  2. üstelik, hem de.
    It's an idea, and a good one at that: Bu bir fikir, hem de iyi bir fikir.
o kadarla bırakmak Verb
işi burada bırak, daha fazla bir şey söyleme/yapma.
Let us leave it at that: (bu işi/konuyu) burada
bırakalım/daha ileri gitmeyelim/üstüne fazla düşmeyelim.
o kadarıyla bırakmak Verb
işi burada bırakmak Verb
yetinmek Verb
o kadarla yetinmek Verb
o anda, o zaman.
o esna da
Vay be!
Şu işe bak!
Vay canına!
Bu oyunu başkaları da bilir.
bu durumda, bu şartlar altında, durum böyle devam ederse.
At this rate we won't be able to buy a house.
o sözüyle başa taş attı
Bu da bir bakış açısı.
öyle bir noktaya gelmeli ki